Geleceği Öngörebilmenin En İyi Yolu, Onu Kendin Şekillendirmektir.
– Abraham Lincoln
Tüm dünya Metaverse kavramını ilk olarak 92 senesinde bir kitapta duydu. Türkçe’ye Parazit olarak çevrilen Neal Stephenson’ın bu Punk Kurgu romanını şu an kitapçılarda bulmak neredeyse imkansız. Çünkü yeniden basımı yapılmadı.
Ancak ortaya koyduğu kavram günümüzde tüm dünyayı sarsacak bir gündem yaratmayı başardı.
Yıllar sonra Yatırımcı/Analist Matthew Ball, Epic Games (Fortnite) ile ‘’Metaverse’’ kelimesi hakkında yeniden farkındalık yarattı.
2021 mart ayında halka açık bir şirket haline gelerek borsada işlem görmeye başlayan Roblox sonrası Metaverse kavramının Google’da aranma seviyesi yükselmeye başladı.
Ve 2021 ekim ayında Facebook’un ismini Meta olarak değiştirmesi, Zuckerberg’in Metaverse kavramını adeta Steve Jobs’un ilk iPhone telefonu tanıttığı şekilde lanse etmesi sonrasında tüm dünyada gün geçtikçe artan bir çılgınlık haline gelmeye başladı.
Metaverse, tıpkı internetin ilk ortaya çıktığı 91 senesinde olduğu gibi parçalı, bağımsız evrenlerin ortak konsept adı. Kelime anlamıyla öte evrenler demek. Ben bazı konuşmalarımda 3 Boyutlu İnternet de diyorum. Metaverse ekonomisinin de çok tartışıldığı bu dönemlerde önümüzdeki birkaç yıl içerisinde trilyonlarca dolarlık bir ekonomi olduğu konusunda hemen herkes hemfikir.
Ancak Metaverse’ün kendi içinde bazı gereklilikleri var. Bunlardan ilki, söz konusu evrenleri birbirine bağlayacak olan blockchain teknolojisi. Yani altyapısı. Bunun henüz mümkün olmadığını biliyoruz. Ancak yakın gelecekte farklı evrenler arasında geçişler yapılabileceğini biliyoruz. Bu da blockchain sayesinde olacak.
Blockchain, merkeziyetsiz bir internet / server altyapısı anlamına geliyor. Yani kullanıcılarının erişebildiği, bilgilerin değiştirilemediği, büyük defter yapısına sahip akıllı sözleşmelerdir. Veriler bloklar halinde işlendiği ve her bir blok kendinden öncekine ve sonrakine bağlı olduğu için blok zincir adını alıyor.
Özetle Metaverse, blok zincir teknolojisini kullanan, evrenler bütünü konseptidir. Şu an dünyada yaygın olarak bilinen ve kalabalık kullanıcı kitlelerine sahip çeşitli platformlar bulunuyor. Bunların başında Tazefikir Group olarak bizim de yatırım yaptığımız ve ofis binamızı inşa ettiğimiz Decentraland bulunuyor.
Decentraland, yaklaşık 90 bin parsellik bir evren. Bunun içerisinde kendi alanınızı alabiliyor ve istediğiniz binayı / yapıyı oluşturabiliyorsunuz. Ancak tabii ki burada da gerçek hayatta olduğu gibi kurallar var.
Öncelikle her bir parsel için 10 bin poligon sayısını aşmamanız gerekiyor. Sebebi ise basit. Mevcut internet hızıyla sistemin tüm dünyada aynı anda açılabilmesi için platformun çok yüksek poligonlarda olmaması gerekiyor.
Decentraland’e Metamask cüzdan oluşturarak giriş yapabiliyorsunuz. Bunun için de bir kripto hesabınızın olması gerekiyor. Neyse ki Türkiye bu konuda dünyadaki öncü ülkelerden biri. 11 milyon kripto yatırımcı ile dünya çapında ilk 5’te yer alıyoruz. Dolayısıyla aktif internet kullanıcılarının yaklaşık beşte biri dilerse Metamask cüzdan oluşturup Decentraland’e giriş yapabilir. Bu da Decentraland’i daha da avantajlı kılıyor.
Bunun yanında yapacağınız yapının 20 metrelik yüksekliği geçmemesi gerekiyor. Bu yükseklik dahilinde istediğiniz kadar kat çıkabiliyorsunuz. Ancak her daim poligon limitini unutmamak gerekiyor. Samsung’un 837X isimli mağazasını açtığı, JP Morgan’ın ilk Metaverse ofisi için burayı seçtiğini, şarkıcı Kalben’in son single lansmanını burada yaptığını hatta Türkiye’den de Remax’ın Decentraland’de bir acente kurduğunu düşünecek olursak bu Metaverse platformunun şu an için hepimizi fazlasıyla heyecanlandırdığını söyleyebiliriz.
Decentraland’e giriş yapacak olursanız parsel (63, -13) koordinatlarındaki Tazefikir Metaverse binasına da bekleriz.
*Bu yazı ilk olarak MD Magazin dergisinde yayımlanmıştır.
Leave a Comment