Uzunca bir süre, benim de öğrenme ve heves dönemlerime paralel olarak Sağlık İletişimi alanında pek çok yazı kaleme aldım. Çünkü bu konuda işin pratiği çok ama teorisi ve kuramı maalesef az.
Her yönden uzmanlık isteyen bu alanda çalışmanın hazzını pek çok meslektaşımız bilmiyor. Doğrudan insan yaşamına dokunan, yaşam kalitesini artıran, onlara dair toplumdaki önyargı ve baskıları kırmaya çalışan ya da sadece bilginin bile hayat kurtarabildiği bir alandan bahsediyorum.
Mesleğimiz gereği işin içinde bir marka ve hedef kitle varsa aradaki iletişim köprüsünü kurmaya zaten meyilliyiz. Ve bundan büyük tatmin duygusu yaşıyoruz.
Bir pazarlama iletişimcisini başarıya ulaşan bir kampanyadan daha fazla ne memnun edebilir ki? Müstehcen şeylerle kıyaslamayalım tabii 🙂
İşte bu duyguyu bazen ikiyle bazen de bin ile çarpın. O zaman doğru ve etkin kurgulanmış bir sağlık iletişimi kampanyasının hazzına ve tatmin duygusuna ulaşacaksınız.
Yaptığınız bir sergi ile 12 yıllık Şizofreni hastası oğlunu daha iyi anladığını söyleyen bir anne. Ya da iş bulabilen, sevdiği insanla evlenebilen, bunu yaparken de sizin çektiğiniz diziyi referans gösteren bir MS’li. Hazırladığınız bir video ve web sitesi ile farkına varan, doktora giden ve kör olmaktan kurtulan bir amca.
Tüm bunlar her gün yaptığınız işin önemini anlamanızı sağlayan ve geceleri başınızı yastığa koyduğunuzda çocuklar gibi uykuya dalmanıza yardımcı olan gerçekler.
Uzun zamandır reklamcılık yapan, hemen her kategorideki markalara hizmet veren ve vermeye de devam eden biri olarak şunu söyleyebilirim. Reklamcılık dünyanın en zor ve en güzel mesleklerinden biri. Bu meslekte de tatmini en yüksek alanlarından biri Sağlık İletişimi.
Leave a Comment